Bel fıtığı nedir? Bel fıtığı belirtileri ve tedavi yöntemleri

Bel fıtığı belirtileri nelerdir?

Bel fıtığı belirtileri başlıca bel, bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma, yürümede zorluk şikâyetleri ile uzmana başvurur. Hastalığın oluş mekanizmasına göre belirtileri gelişir.

Sıklıkla önce belde zorlayıcı bir hareket sonucu omurganın arkasında ve kıkırdak yapının önünde duran bağ dokusu yırtılır. İlk aşamada hasta sadece bel ağrısı hisseder. Bir süre sonra yırtılan bağın olduğu yerden kıkırdak doku, sinirlerin olduğu kanala taşar ve sinirleri sıkıştırması sonucu ağrı bacaklara yayılır.

Hastalarımızın sıklıkla merak ettikleri ”Bel fıtığı belde niye ağrı yapmaz?” sorusunun nedeni budur. Sıkışan sinir uç noktasında, yani gittiği yerde ağrıyı hissettirir. Aynı şekilde bacak ve ayakta uyuşma ve yanma şikâyetlerine neden olur. Daha ileri aşamalarda ayaklarda güçsüzlük oluşabilir.

Hasta, daha ileri durumlarda idrar ve dışkı tutamama, cinsel fonksiyonların yitirilmesi ile de karşılaşabilir. Bütün bu sayılanlar yavaş yavaş oluşabileceği gibi birkaç saat içinde son aşamaya kadar gelebilir.

Bel fıtığı teşhisi nasıl konur?

Hastalığın tanısında; klinik muayene bulgularının yanı sıra, röntgen, MRI (Manyetik Rezonans), CT (Bilgisayarlı Tomografi) sıklıkla kullanılır. EMG dediğimiz sinirlerin elektro fizyolojik tetkiki gerekebilir. Tüm tetkik ve bulgular sonucunda ortaya çıkan tablo kişinin bel fıtığı hastası olup olmadığını ortaya koymaya yardımcı olur.

Bel fıtığı Risk faktörleri nelerdir?

Bel fıtığı, çalışma hayatında işgücü kaybına neden olan hastalıklar arasında yüzde 25 oranı kapsar. Bu hastalığı yaşayan kişilerin iş gücü kaybı bazen 6 aya kadar uzayabilir. Bel fıtığına yakalanma oranı bazı meslek gruplarında daha fazla görülür. Özellikle ağır yük taşıma (bedene yük bindiren), uzun süre otomobil kullanma ve masa başında sürekli oturma gerektiren mesleklerde bel fıtığı oranı oldukça yüksektir.

Toplumun yüzde 85’i hayatının belli bir döneminde bel ağrısı yaşayabilir. Bu kişilerde görülen bel ağrısı, tedavi alsa da almasa da yüzde 85 oranında kendiliğinden geçebilir.

Erkek-kadın arasında hastalığa yakalanma oranında fark yok. Fakat hamilelikte, özellikle aşırı kilo alınması sonucu bel omurlarındaki basınç artarak, bel fıtığına yakalanma riski yükseliyor. Bu da gösteriyor ki “Şişmanlık” bel fıtığına yakalanma da önemli bir faktör. Şişmanlarda hastalık daha yüksek oranda görülüyor ve tedavisi daha zor oluyor. Aynı zamanda sigara içilmesinin de bel fıtığına olumsuz bir etkisi var.

Bel fıtığından korunmak için nelere dikkat etmek gerekir?

Bel fıtığına yakalanmamak için öncelikle kilo almamak gerekir. Çünkü aşırı kilo, bel omurlarına basıncı artırarak bel fıtığı riskini büyük ölçüde yükseltiyor. Diğer bir sebep de hareketsiz yaşam. Düzenli egzersiz yapanlarda, özellikle bel ve karın kasları gelişmiş kişilerde bel fıtığı hastalığına daha az rastlar. Çünkü vücudumuzun yükünü sadece omurga taşımaz. Karın kasları ile tüm sırt ve belde omurga boyunca uzanan kasların fonksiyonu da büyük önem taşır. Düzenli egzersiz yapmama gibi durumlarda kaslar yeterince güçlenmediği için, kasların taşıması gereken vücut ağırlığı da omurga üzerine dolayısıyla disklerin üzerine binerek, fıtıklaşmalarına neden olur.

Bel fıtığından korunmak için ayrıca günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun olarak hareket etmek gerekir. Örnek vermek gerekirse, yerden bir yük kaldırılırken mutlaka dizler kırılarak, çökmeli yük öyle kaldırılmalıdır. Bel fıtığına yol açan benzer risk faktörlerini ortadan tamamen kaldırmak için çocukluk çağından itibaren, yük nasıl kaldırılır, yerden bir şey nasıl alınır, yataktan nasıl kalkılır? şeklinde eğitimler verilmesi gerekir.

Ayrıca çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren düzenli bel egzersiz programı yapma alışkanlığı kazındırmak da etkili bir yöntemdir.

Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılıyor?

Bacaklarda oluşan ileri güç kaybı, idrar, dışkı tutamama ve cinsel fonksiyonların yitirilmesi ile karşılaşılan durumlarda acil cerrahi tedavisine başvurulur.

Ameliyat, güçlü ağrı kesici ilaçlara dahi cevap vermeyen ağrılılarda da uygulanabilir. Üç hafta süreyle ilaç, istirahat ve fizik tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedavi için tekrar değerlendirme yapılması gerekebilir.

Bel fıtığı ameliyatı riskli midir?

Günümüzde gelişen mikrocerrahi teknikleri sayesinde bel fıtığı ameliyatları sık olarak yapılabiliyor. Bel fıtığı ameliyatları diğer ameliyatlardan daha fazla bir risk taşımıyor. Mikrocerrahi teknikleriyle ameliyat sahası, mikroskop yardımı ile en ince ayrıntısına kadar görülebiliyor. Bu da bel fıtığı ameliyatlarında büyük rahatlık sağlıyor. Aynı zamanda bel fıtığı tedavisinde lazer, diskin ısı ile küçültülmesi ve disk içine çeşitli uygulamalar yapılabiliyor. Ancak bu tedavilerin uygulanabileceği hasta sayısı oldukça düşüktür.

Bel fıtığı tekrarlar mı?

Bel fıtığının tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Bel fıtığı ameliyatı olduktan sonra aynı yerden tekrarlama oranı yüzde ise 2-3 civarında görülmektedir. Ama bu mutlaka tekrarlayacağı anlamına gelmez. Bu oran ameliyat sonrası öneriler dikkate alındığında çok daha düşüktür.

https://www.youtube.com/watch?v=iFfota5Q88M

Yorumlar kapalı.