Baba olmak bir içgüdü değildir, sonradan öğrenilen bir “meslektir”. Tüm hayatın uğrunda feda edildiği, karşılığında sadece mutlu bir hayatın ve bir ömür yetecek sevginin kazanıldığı bir meslek.
Baba olmak bir beceridir tıpkı anne olmak gibi ve erkeğin o hantal ellerinden doğan, kocaman yüreğinden kopan en nazik ve kutsal güçtür. Erkek çocuğun kahramanıdır baba, kız çocuğun hayallerindeki erkek… Korumacılığın ve gücün sembolüdür o.
Her ne kadar günümüzde baba imajı korkulan, yasaklayan ve sert bir görünüme bürünse de bu sadece ailede kurulması gereken otoritenin tek bir tarafa yüklenip toplumda yanlış yorumlanmasından ve uygulanmasından kaynaklanmaktadır.
Kendinizi çaresiz hissettiğinizde, yanınıza gelip sizi avutmak için en doğru kelimeleri bulmaya çalışandır baba. Çocukken ne kadar güçlü olduğunuzu göstermenin kriteridir. Mutluluğunuzu en içten çocuksuluğuyla paylaşan kişidir… En samimi suç ortağınız dır. Hayata atıldığınızda hem arkanızda destek hem yanınızda arkadaş hem de önünüzde yol gösterici olabilen “tek” kişidir.
Bugün çevremize baktığımızda aile ilişkilerinin gitgide kopuklaştığını, sevginin parayla ölçüldüğünü, ilişkilerin zoraki olduğunu ve iletişimin en aza düştüğünü görüyoruz. Baba olmak belki de bu noktada en zor olanı. Çocuklara gerçek babalığı göstermek, aileyi gerçek sevgi bağıyla bir arada tutmak, gençlerle çağa ayak uydurarak iletişim kurabilmek, onlara içinde bulunduğumuz bu tekinsiz zamanda doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayrım sayabilmeyi öğretmek ve bunların yanında iyi ve başarılı bir eş olabilmek gerçekten büyük bir çaba ve emek gerektiriyor. Başarmaya çalıştıkları tüm bu işler, hayatta tutmaya çabaladıkları değerler, onları gerçek birer kahraman” yapıyor. Baba olmayı başarabilen gerçek kahramanlar…
Gerçek Babalar
Dünyanın her yerinde, her köşesinde isteyerek ya da istemeden “baba” olan birçok erkek var. Kimisi ailesinden ve çocuğundan uzak, kimisi bir çocuğunun olduğundan bile habersiz. Kimisi ailesinden ve çocuklarından zorla koparılmış, hayatla ve başka babalarla “savaşan”. Dünyanın her yerinde birçok çocuk var. Kimisinin babasını hiç tanıma fırsatı olamamış, kimisi babasından zorla koparılmış. Kimisi ise gerçek bir babaya sahip olmanın eşsiz mutluluğunu yaşayan. Şüphesiz ki, hiçbir çocuğun kalbinden, babasını tanımamış olanların, baba sevgisini tadamamış olanların bile babalarını silemezsiniz ve hiçbir babanın baba olduklarını öğrendikleri andan itibaren, o eşsiz ve kutsal duyguyu kalbinden alamazsınız… Çünkü gerçek babalar hayatta her şeyden önce bu meslek için doğduklarını biliyorlar.
Dünyayı kollarıyla sımsıkı sarmaları gerektiğini ve onlar için “dünya” olan o bedenlerin bir ömür boyu en iyi şekilde sevilip korunmaları gerektiğini de…
Her akşam gün boyu çalıştıktan sonra eve geldiklerinde yanaklarına kondurulan küçücük bir öpücükle mutlu olan babaları çocuklarını ve ailesini çok az görmek zorunda kalıp onlara her an hasret ve sevgilerini yollayan babalar, tüm dünyanın yükünü omuzlarında sırf “mutluluk” için taşıyan babalar, baba olmayı öğreten babalar, öğretmek için var gücüyle çalışan babalar… Baba olmaya çalışan babalar, bunu geç de olsa öğrenen babalar… Biliyoruz ki siz olmasaydınız ne bizim için savaşacak cesur savaşçılarımız olurdu, ne de bizi ısıtan ve her nefesinde sevgi ve güven veren güçlü kollar ve bakışlar…
Yorumlar kapalı.